Mercedes-Benz, 2021 yılında yaptığı iddialı açıklamayla 2030’a kadar tamamen elektrikli araç üretimine geçeceğini duyurmuştu . Ancak 2024 Şubat’ında bu stratejide önemli bir revizyona giderek, “koşullara bağlı esneklik” politikasını benimsediğini ve 2030’da satışların ancak %50’sinin elektrikli olacağını açıkladı . Bu değişim, düşük müşteri talebi, şarj altyapısının yetersizliği ve küresel tedarik zinciri belirsizlikleri gibi faktörlerden kaynaklanıyor .
Stratejik Dönüşüm ve Nedenleri
Elektrikli geçiş hedefinin ertelenmesi, otomotiv endüstrisinin elektrikli araç (EV) pazarındaki gerçekçi zorlukları yansıtıyor. Mercedes-Benz CEO’su Ola Källenius, “Talebin ve altyapının gelişimini izleyerek ilerleyeceğiz” açıklamasıyla, içten yanmalı motorlu ve hibrit araçların üretiminin en az 2030’ların ortasına kadar süreceğini doğruladı . Bu karar, AB’nin 2035’te dizel/benzinli araç satışını yasaklama planına rağmen geldi .
Rakipler de benzer adımlar atıyor: Volkswagen çoklu enerji entegrasyonu (elektrikli/benzinli/hibrit) modelini benimserken, Ford ve GM bazı EV projelerini askıya aldı. Tesla ve Rivian gibi elektrik odaklı markalar ise 2024 için büyüme beklentilerini düşürdü . Tüketici tercihleri, özellikle şarj istasyonu kısıtlamaları nedeniyle hala geleneksel araçlardan yana .
Ekonomik ve tedarik riskleri de dönüşümü yavaşlatıyor. Nadir bulunan batarya malzemelerinin (lityum, kobalt) tedarikindeki jeopolitik dalgalanmalar ve çevre düzenlemeleri, üretim maliyetlerini artırıyor. Mercedes-Benz, bu belirsizlikler altında 40 milyar Euro’luk dev yatırımını yeniden yapılandırıyor .
Teknolojik Yatırımlar ve Altyapı Planları
Batarya ve platform inovasyonu, elektrikli dönüşümün merkezinde yer alıyor. 2022-2030 arasında 40 milyar Euro AR-GE yatırımı yapan şirket, 200+ Gigawatt-saat kapasiteli 8 dev batarya fabrikası kuruyor . Yeni nesil silikon-karbon bataryalarla menzili %30 artırmayı ve şarj süresini kısaltmayı hedefliyor .
Özel elektrikli platformlar 2025’te devreye girecek:
- MB.EA: Orta-üst segment binek araçlar,
- AMG.EA: Yüksek performanslı modeller,
- VAN.EA: Ticari elektrikli araçlar .
Bu platformlar, İngiliz elektromotor şirketi YASA’nın eksenel akıllı motor teknolojisi ile entegre edilecek .
Şarj altyapısı genişliyor: “Tak ve Şarj Et” (Plug and Charge) sistemi, kimlik doğrulama gerektirmeden sorunsuz şarj sağlıyor. Mercedes me Charge ağı, Shell iş birliğiyle 2025’te Avrupa’da 530.000+ şarj noktasına ulaşacak .
Pazar Dinamikleri ve Küresel Etki
Çin’in stratejik önemi, elektrikli dönüşümde kilit rol oynuyor. Mercedes, dünyanın en büyük elektrikli araç pazarı olan Çin’de, BAIC Group ile kurduğu ortaklıkla EQS ve EQE modellerini üretiyor . Ancak Temmuz 2024’te BYD ile kurduğu “Denza” markasındaki hisselerinin tamamını sattı, batarya teknolojisi odaklı yeni iş birliklerine yöneleceğini açıkladı .
ABD ve Avrupa’da talep düşüklüğü finansal riskleri artırıyor. 2023 son çeyrek raporunda elektrikli modellerin satış beklentilerinin %50 altında kaldığı belirtildi . Buna karşın, Vietnam’daki 33 milyon dolarlık fabrika modernizasyonu gibi hamlelerle ASEAN pazarında AMG üretimine hazırlanıyor .
Lüks segmentte rekabet sertleşiyor: BMW, 2030’da elektrikli satış oranını %60’a çıkarırken; Audi, hibrit modelleri aşamalı olarak azaltma planını erteledi. Mercedes-Benz’in lüks elektrikli pazar payını korumak için Maybach S680 gibi yüksek kârlı modelleri elektrikli versiyonlarla yenileyeceği öngörülüyor .
Endüstriyel ve Çevresel Etkiler
Tedarik zinciri dönüşümü, batarya üretiminin Almanya dışına kaydırılmasını gerektiriyor. Şirket, Arjantin ve Brezilya’daki fabrikalarda elektrikli van (Vito/Sprinter) üretimine başlarken; Almanya’daki içten yanmalı motor tesislerini kademeli olarak kapatıyor . Bu, 10.000+ çalışanın yeniden eğitimini zorunlu kılıyor.
Karbon nötrlük hedefleri ertelenebilir. 2039 “sıfır emisyon” taahhüdüne rağmen, hibrit üretimin uzaması Scope 3 emisyonlarını (tedarik zinciri kaynaklı) artırıyor. Ancak rüzgâr/solar enerjiyle çalışan batarya fabrikaları ve geri dönüştürülmüş nikel/kobalt kullanımıyla karbon ayak izini %40 azaltmayı planlıyor .
Ekonomik riskler: Morgan Stanley analizleri, elektrikli araçların maliyetinin hâlâ benzinlilere göre %35 fazla olmasının, fiyat hassasiyeti yüksek pazarlarda satışları engellediğini gösteriyor. Mercedes, batarya maliyetini 2030’a kadar kWh başına 50$’a düşürerek bu sorunu aşmayı hedefliyor .
Gelecek Projeksiyonları ve Eleştiriler
2030 sonrası senaryolar, “esnek üretim” modeline odaklanıyor. Şirket, Modüler Enerji Platformu ile aynı şaside elektrikli/içten yanmalı seçenekler sunacak. Bu sayede pazar dalgalanmalarına hızla uyum sağlamayı amaçlıyor . Hidrojen yakıt hücreli teknolojisi de uzun vadeli alternatifler arasında, ancak seri üretim için 2035 bekleniyor .
Yatırımcı tepkileri karışık: Tam geçiş ertelendiğinde hisseler %7 değer kaybetti. Ancak kârlılık vurgusu (elektrikli modellerde %12 brüt kâr hedefi) uzun vadeli destekçileri memnun ediyor .
Eleştirel görüşler, strateji değişikliğini “yeşil yıkama” olarak niteliyor. Transport & Environment raporu, Mercedes’in 2025 Avrupa emisyon sınırını aşma riski olduğuna dikkat çekiyor. Buna karşılık şirket, LCA (Yaşam Döngüsü Analizi) ile üretimden geri dönüşüme tüm süreçlerin karbon etkisini raporlayacağını açıkladı .