Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), Afrika’da sıtmayla mücadelede çığır açan bir kararı duyurdu: Klinik denemelerde vakaları %40 oranında azaltan RTS,S/AS01 (Mosquirix) aşısı, 2024 sonuna kadar Benin, Burkina Faso, Çad ve Güney Sudan dahil 12 ülkede uygulanacak. Bu hamle, yılda 500.000 çocuk ölümüne yol açan sıtmaya karşı küresel savaşta kritik bir dönüm noktası olarak nitelendirilirken, 3 milyon çocuğa ulaşması hedeflenen aşılama, lojistik zorluklar ve finansman kırılganlıkları nedeniyle zorlu bir sınavla karşı karşıya. Proje, Gavi ve UNICEF ortaklığında yürütülecek.
Aşının Bilimsel Temeli ve Etkinlik Verileri
RTS,S/AS01 aşısı, Plasmodium falciparum parazitinin karaciğere yerleşmesini engelleyerek işlev gösteriyor. 2019-2023 arasında Gana, Kenya ve Malawi’de 2 milyon çocuk üzerinde yürütülen pilot çalışmalar, aşının 4 doz halinde (5., 6., 7. ve 22. aylarda) uygulandığında sıtma vakalarını %40, ölümcül ağır sıtma oranını ise %30 azalttığını kanıtladı. Bu sonuçlar, DSÖ’nün 2023 raporunda yayımlandı ve aşının endemik bölgelerde “dönüştürücü potansiyelini” ortaya koydu
Ancak aşının etkinliği zamanla sınırlı kalıyor. The Lancet‘te yayımlanan Mart 2024 tarihli bir araştırma, beşinci yılın sonunda korumanın %28’e düştüğünü gösterdi. Bu nedenle DSÖ, aşının cibinlik kullanımı ve insektisit uygulamalarıyla desteklenmesi gerektiğini vurguluyor. Ek olarak, Oxford Üniversitesi’nin %77 etkinlik oranına sahip R21/Matrix-M aşısının 2025’te devreye girmesi, mevcut stratejileri tamamlayıcı bir rol üstlenecek
Aşının üretim teknolojisi de tartışmalara konu oluyor. Belçikalı ilaç devi GSK tarafından Avrupa’da üretilen Mosquirix, Afrika’nın yerel üretim kapasitesine yatırım yapılmaması nedeniyle eleştiriliyor. DSÖ Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, “Aşı adaletsizliği, 30 yıllık gecikmeyi kabul edilemez kılıyor” uyarısında bulunuyor
Yaygınlaştırma Planı ve Lojistik Zorluklar
DSÖ’nün hedefi, 2025 sonuna kadar 18 milyon doz aşıyı 12 ülkede dağıtarak 3 milyon çocuğa ulaşmak. Proje için Gavi, Küresel Fon ve DSÖ’nün ortak fonlamasıyla 1.7 milyar ABD Doları ayrıldı. Ancak kaynakların yalnızca %35’i şu an temin edilmiş durumda; kalan bütçe için uluslararası bağışçıların acil taahhüdü gerekiyor
Soğuk zincir gereksinimi, dağıtımın önündeki en büyük engel. Aşının 2-8°C arasında saklanması zorunluluğu, elektrik altyapısı kısıtlı bölgelerde risk yaratıyor. UNICEF, bu sorunu aşmak için güneş enerjili soğutucular ve dijital takip sistemleri devreye sokuyor. Nijer ve Burkina Faso’da pilot uygulanan bu sistemler, sıcaklık dalgalanmalarını anlık izleyerek soğuk zincir kırılmalarını %90 azalttı
Dört doz şemasının takibi ise sağlık çalışanı eğitimi ve dijital kayıt sistemleriyle çözülecek. DSÖ, mobil sağlık uygulamaları aracılığıyla ailelere doz hatırlatıcı bildirimler göndermeyi planlıyor. Ancak Demokratik Kongo Cumhuriyeti gibi çatışma bölgelerinde siber güvenlik ve veri gizliliği endişeleri devam ediyor
Küresel Sağlık Etkisi ve Sınırlamalar
Aşının başarısı, sıtmanın küresel yükünü hafifletmede tarihi bir fırsat sunuyor. DSÖ verilerine göre, Afrika’da sıtma nedeniyle dakikada bir çocuk hayatını kaybediyor. Aşının tam kapasite uygulanması durumunda, yılda 150.000 çocuk ölümü önlenebilir. Bu, son 20 yılda sıtmayla mücadelede kaydedilen ilerlemenin (2000-2022 arası ölümlerde %37 düşüş) sürdürülmesini sağlayacak
Ancak iklim değişikliği ve ilaç direnci, kazanımları tehdit ediyor. 2024’te Amazon ve Afrika’da görülen rekor sıcaklıklar, sivrisinek popülasyonlarını artırarak sıtma bulaşını yoğunlaştırdı. Benin’de Nisan 2025’te bildirilen vakalar, önceki yıla göre %25 arttı. Ayrıca Plasmodium parazitinin artemisinin bazlı ilaçlara direnç geliştirmesi, tedavi seçeneklerini daraltıyor
Sosyoekonomik engeller de aşılamayı sekteye uğratabilir. Nijer’de kadınların %60’ı, sağlık merkezlerine ulaşmak için en az 8 km yürümek zorunda. DSÖ, topluluk liderleriyle işbirliği yaparak mobil aşı ekipleri oluşturmayı hedefliyor. Fakat Liberya ve Sierra Leone’deki sağlık çalışanı açığı (%70 boş kadro), planların önünde ciddi bir engel
Etik ve Ekonomik Tartışmalar
Aşı eşitsizliği, projenin gölgesindeki en büyük sorun. DSÖ verileri, Afrika’nın küresel sıtma yükünün %95’ini taşıdığını, ancak küresel sağlık bütçesinin %5’inden azını aldığını gösteriyor. Mosquirix’in doz başı 9.30 ABD Doları olan maliyeti, Burkina Faso gibi ülkelerin sağlık bütçelerini zorluyor. Karşılaştırma için: ABD’de bir doz Pfizer-BioNTech COVID-19 aşısı 19.50 Dolar
Fikri mülkiyet hakları da eleştiri odağında. Aşının patentleri GSK’ya ait olduğundan, yerel üretim lisansları sınırlı kalıyor. BM Afrika Ekonomik Komisyonu, “Afrika’nın aşı bağımlılığı, pandemi döneminde olduğu gibi yeni krizlere yol açabilir” uyarısı yapıyor. Senegal’de kurulan Institut Pasteur de Dakar gibi tesislerin, 2026’dan itibaren aşının %50’sini üretmesi planlansa da, bu hedef için teknoloji transferi henüz başlamadı
Alternatif finansman modelleri ise umut vaat ediyor. Gavi’nin Pazara Şekil Verme (AMC) programı, düşük gelirli ülkelerin aşıya sübvansiyonlu erişimini sağlıyor. Buna ek olarak, Uluslararası Aşı Finansman Kolaylığı (IFFIm) aracılığıyla tahvil ihracı yapılarak ön ödemeli finansman toplanıyor. Fakat bu mekanizmalar, siyasi istikrarsızlık yaşayan ülkelerde (ör. Orta Afrika Cumhuriyeti) işlevini yitiriyor
Kaynaklar:
- DSÖ Sıtma Raporu (2023): Aşı etkinlik verileri ve pilot ülke sonuçları 2.
- UNICEF Tedarik Zinciri Analizi (2024): Soğuk zincir çözümleri ve lojistik kısıtlamalar 12.
- The Lancet Çalışması (Mart 2024): Aşı etkinliğinin zamanla azalması ve kombinasyon stratejileri 28.
- BM Afrika Ekonomik Komisyonu Raporu (Mayıs 2024): Üretim bağımlılığı ve fikri mülkiyet eleştirileri 514.
- Gavi Finansman Modeli Belgesi (2024): AMC ve IFFIm mekanizmalarının operasyonel detayları 28