Türk bilim dünyasını derinden sarsan bir haber, 2025 Haziran’ında Massachusetts Institute of Technology (MIT) profesörü Doç. Dr. Canan Dağdeviren’in sosyal medya paylaşımıyla duyuldu. Dünya çapında giyilebilir teknolojiler ve biyomedikal cihazlarla tanınan 40 yaşındaki bilim insanı, 9 Haziran’da geçirdiği “çok tehlikeli beyin kanaması” sonrası 12 gün yoğun bakımda mücadele verdiğini açıkladı. “Ölümü teğet geçtim” ifadelerini kullanan Dağdeviren, bu deneyimi “1. yaş günü” olarak nitelendirirken, doktorlarının tıp literatürüne girecek bir mucizeye tanıklık ettiğini belirtti. Bu olay, sadece tıbbi bir vaka değil, aynı zamanda bilimsel azmin yaşama tutunma hikâyesine dönüştü .
Sağlık Krizi ve Yaşam Mücadelesi
9 Haziran 2025 saat 14:05’te aniden gelen beyin kanaması, Dağdeviren’in yaşamını derinden sarstı. Yoğun bakım ünitesindeki 12 gün boyunca tam 964 adet ilaç kullandığını açıklayan bilim insanı, damar yoluyla alınanları bu sayıya dahil etmediğini vurguladı. “Hâlâ hastanedeyim, daha iyiyim” diyen Dağdeviren, sürekli değişen ağrı boyutları nedeniyle “ara ara boyut değiştiriyorum” ifadesiyle fiziksel sıkıntılarını metaforik bir dille aktardı. Bu süreci “yeniden doğuş” olarak tanımlaması, travmatik deneyimin psikolojik derinliğini gözler önüne serdi .
Tedavi sürecinin tıbbi açıdan dikkat çeken yönü, doktorların “görülmemiş olay” olarak nitelendirdiği iyileşme seyri oldu. Kanama sonrası klinik tablosu tıp ekibini şaşkınlığa uğratan Dağdeviren, doktorlarının bu vakanın literatüre kazandırılacağını ve makale yazacaklarını belirtti. Bu açıklama, olayın tıbbi istatistiklerde nadir görülen bir iyileşme örneği olduğuna işaret ediyor. Mucizevi dönüşümün arkasında ise zamanında hastaneye ulaşabilme şansı ve kritik müdahale ekibinin becerisi yatıyordu .
Yaşamını riske atan bu kriz, Dağdeviren’in bilimsel misyonuyla derin bir bağ kurmasını sağladı. Paylaşımında “yarım kalan projelerim için yeniden hayata merhaba dedim” demesi, araştırmalarının iyileşme motivasyonunda kilit rol oynadığını gösterdi. Bu cümleler, onun sadece hayatta kalma değil, bilime katkıyı sürdürme kararlılığının da ifadesiydi .
Tıbbın Sınırları ve Mucizenin Anatomisi
Dağdeviren’in vurguladığı üç kurtarıcı figür—laboratuvar müdürü David, beyin cerrahı kardeşi Emre ve “tanımadığım Asyalı yaşlı amca”—acil sağlık müdahalelerinde multidisipliner desteğin önemini simgeliyor. Özellikle beyin cerrahı kardeş Dr. Emre Dağdeviren’in profesyonel müdahalesi, aile bağlarının kritik durumlarda nasıl hayat kurtarıcı olabildiğini ortaya koydu. Kimliği belirsiz “Asyalı yaşlı amca” ise sağlık sisteminde beklenmedik yardımlaşmaların değerini hatırlattı .
İyileşme sürecinin tıbbi açıdan en çarpıcı yanı, doktorların “bu görülmemiş olayı literatüre kazandıracağız” açıklamasıydı. Bu ifade, Dağdeviren’in klinik seyrinin tıp literatüründe nadir rastlanan bir iyileşme örneği olduğunu gösteriyor. Beyin kanamaları sonrası hayatta kalma oranları ve nörolojik sekel riskleri göz önüne alındığında, 12 günlük yoğun bakım sonrası konuşabilme, sosyal medya paylaşımı yapabilme durumu, istatistiksel olarak olağanüstü bir iyileşmeye işaret ediyor. Nörobilim açısından incelenmesi gereken bir vaka olarak kayıtlara geçti .
Fizik mühendisliği ve malzeme bilimi uzmanı olmasına rağmen, Dağdeviren’in kendi ifadesiyle “boyut değiştirme” metaforu, kronik ağrının nörolojik etkilerine dair kişisel bir tanımlama denemesi olarak yorumlanabilir. Bu ifade, bilim insanlarının bedensel deneyimlerini kavramsallaştırma çabasını yansıtıyor. Aynı zamanda, ağrı yönetiminin nörolojik rehabilitasyondaki merkezi rolüne dikkat çekiyor .
Bilimsel Azmin Yaşama Yansıması
Dağdeviren’in “Yolum uzun, heyecanım yüksek, gençliğim var!” sözleri, bilimsel misyonunun bu travmayla sönmediğini aksine güçlendiğini gösterdi. “Seni ve azmini seviyorum, Canan; bunu hiç unutma” iç konuşması ise öz-motivasyon tekniklerinin kritik sağlık olaylarında iyileşmeye katkısını ortaya koydu. Bu öz-diyalog, psikolojide “self-compassion” (öz-şefkat) kavramının somut örneği olarak okunabilir .
İyileşme sürecinde tamamlanmamış projelerini yaşama bağlanma nedeni olarak göstermesi, bilimin onun için nefes almak kadar temel bir ihtiyaç olduğunu kanıtlıyor. MIT Media Lab’de yürüttüğü “Conformable Decoders” araştırması kapsamındaki giyilebilir ultrason cihazları, ALS hastaları için geliştirdiği sensörler ve yara izleme teknolojileri, hayatta kalma mücadelesine anlam katan bilimsel hedefler olarak öne çıkıyor. Bu durum, amaç duygusunun kritik hastalıklarda iyileşmeyi nasıl hızlandırdığının dikkat çekici bir örneği .
2024’te TÜSEB Aziz Sancar Bilim Ödülü’nü alan ilk kadın olarak Dağdeviren, sağlık krizini kişisel bir dönüm noktasına dönüştürdü. “1. yaş günüm” ifadesiyle kronolojik yaşını değil, ikinci yaşamının başlangıcını vurgulaması, travma sonrası büyüme kavramının somut tezahürü. Bu yaklaşım, onu sadece hayatta kalan değil, deneyimini anlamlandıran bir bilim elçisi konumuna yükseltiyor .
Toplumsal Destek ve Aile Dinamiği
Dağdeviren’in hayatta kalmasını “Yüce Tanrı ve hayatına dokunduğum insanlar beni korudu” sözleriyle açıklaması, bilimsel rasyonelliğin yanında maneviyatın iyileşmedeki rolünü kabul ettiğini gösterdi. Bu denge, modern bilim insanlarının çok boyutlu varoluşuna dair ilginç bir örnek oluşturdu. Özellikle zorlu tedavi süreçlerinde manevi inancın psikonöroimmünolojik etkilerine dair ipuçları taşıyor .
Ailesinin desteği olmadan bu süreci atlatamayacağını vurgularken saydığı isimler—anne, baba, eş Murat, kardeşler Servet Caner ve Hüseyin Emre, gelin Işınsu, yeğenler Şah Mirza ile Can Aslan—tıbbi krizlerde geniş aile ağının önemini hatırlattı. “Hızır gibi yetişen” dostlar olarak andığı Yalçın, Belge, Özargun ve Bahçeci aileleri ise sosyal çevrenin tedavi sürecindeki kritik rolünü kanıtladı. Bu dayanışma ağı, geleneksel toplum yapılarının modern sağlık krizlerindeki işlevselliğini ortaya koydu .
Beyin cerrahı kardeşi Dr. Emre Dağdeviren’in tıbbi müdahaledeki rolü, aile içi uzmanlık paylaşımının hayat kurtarıcı etkisine dikkat çekti. Aynı zamanda, “Dağdeviren ve Mercan aileleri” olarak andığı eş tarafının da sürekli varlığı, evlilik bağlarının kritik durumlarda nasıl bir sosyal güvenceye dönüştüğünü gösterdi. Bu geniş destek ağı, Türk toplumundaki kolektivist yapının sağlık sonuçlarına olumlu etkisinin çarpıcı bir örneği .
Bilim İnsanı Kimliğinin Toplumsal Yansımaları
Dağdeviren’in başına gelen bu olay, sadece kişisel bir sağlık krizi değil, Türk bilim ekosistemi için önemli bir sembolik dönüm noktası oldu. Harvard Fellows Cemiyeti’ne seçilen ilk Türk kadın, MIT Media Lab’de kendi laboratuvarını kuran tek Türk bilim insanı olarak zaten tarih yazan Dağdeviren, şimdi de beyin kanamasından mucizevi iyileşmesiyle bilimin kırılganlık ve direnç ikilemini kişileştiriyor. Bu deneyim, onu laboratuvardaki başarılarının ötesinde toplumsal bir ilham figürüne dönüştürdü .
Geçirdiği sağlık sorununu sosyal medyada şeffaflıkla paylaşması, bilim insanlarının kamusal iletişimdeki rolünü yeniden tartışmaya açtı. Kişisel deneyimlerini mesleki kimliğiyle harmanlayarak aktarması, akademisyenlerin topluma ulaşmadaki etkisini gösterdi. Bu yaklaşım, bilim iletişiminde otantisitenin önemini vurgularken, bilim insanlarının insani boyutlarının kamuya mal edilmesinin olumlu etkilerini ortaya koydu .
Forbes “30 Yaş Altı 30 Bilim İnsanı”, MIT Technology Review “35 Yaş Altı Mucitler” ve BBC “100 Kadın” listelerine giren Dağdeviren, yaşadığı sağlık krizi sonrasında bilimsel üretkenliğin sürdürülebilirliği konusunda da sembol hâline geldi. Özellikle “yarım kalan projelerim” vurgusu, araştırma sürekliliğinin bilim insanları için yaşamsal motivasyon kaynağı olduğunu gösterdi. Bu durum, akademik kurumların araştırmacıların sağlık sorunlarına yönelik destek sistemlerini yeniden düşünmesi gerektiğine işaret ediyor .
Kaynaklar:
- Son Dakika: Dünyanın tanıdığı Türk bilim insanı Canan …
- Türk bilim insanı Canan Dağdeviren ölümden döndü
- Türk bilim insanı Canan Dağdeviren beyin kanaması …
- Dünyaca ünlü Türk bilim insanı Canan Dağdeviren beyin …
- Türk bilim insanı Canan Dağdeviren beyin kanaması geçirdi
- Türk bilim insanı Canan Dağdeviren ölümden döndü
- Erciyes İletişim Dergisi » Makale » Türkiye ’ de … Bilim İnsanlarının