Donald Trump’ın ikinci başkanlık döneminin ilk ayları, Avrupa’da köklü bir dijital dönüşümü tetikledi. ABD’nin Avrupa güvenliğinden çekilme sinyalleri, ticaret savaşları ve Elon Musk, Amazon, Meta ve Google gibi teknoloji devlerinin Trump yönetimiyle yakınlaşması, Avrupalıların “dijital egemenlik” arayışını hızlandırdı. Berlin’deki gönüllü telefon temizleme stantlarından devletlerin açık kaynaklı yazılım hamlelerine, bireylerden kurumlara kadar geniş bir kesim, ABD teknoloji şirketlerine bağımlılığı kırmak için harekete geçti. Ancak Google’ın 10 milyarı aşan aylık Avrupa ziyaretleri karşısında Ecosia’nın 122 milyonluk trafiği, bu mücadelenin zorluğunu gözler önüne seriyor .
Siyasi Tetikleyiciler ve Kamusal Hareketlenme
Trump’ın Ocak 2025’teki göreve başlama töreninde ABD teknoloji devlerinin üst düzey temsili, Avrupa’da siyasi ve ekonomik alarm zillerini çaldı. Biden’ın görevi devretmeden önce “teknolojik endüstriyel kompleks” oligarşisine karşı uyarısı, Avrupalılar için somut bir tehdide dönüştü. Dışişleri Bakanı Marco Rubio’nun ABD sosyal medya düzenlemelerini “sansür” olarak nitelendirip vize yasaklarıyla tehdit etmesi, Avrupa’nın teknoloji politikalarına doğrudan müdahale olarak algılandı .
Bu siyasi gerilim, sıradan vatandaşların davranışlarında gözle görülür değişimlere yol açtı. Berlin’de Topio adlı sivil toplum kuruluşunun telefonlardan ABD yazılımlarını kaldırdığı pazar standına gelenlerin profili, “veri gizliliği uzmanları”ndan “siyasi kaygılı sıradan insanlara” evrildi. Benzer şekilde, İsviçre merkezli şifreli e-posta hizmeti ProtonMail’in Avrupa’daki kullanımı %11.7 artarken, Gmail’inki %1.9 düştü. Kâr amacı gütmeyen arama motoru Ecosia ise ABD’den gelen sorgularda %27’lik bir sıçrama kaydetti .
Bireysel çabalar, Reddit’te “BuyFromEU” gibi 211.000 üyeli topluluklarda örgütlü bir harekete dönüştü. “Dropbox’u iptal ettim, Proton Drive’a geçiyorum” gibi paylaşımlar, alternatif teknoloji tüketiminin simgesi haline geldi. Ancak dijital haklar aktivisti Robin Berjon’un uyarısı dikkat çekici: “Pazar çok ele geçirilmiş durumda. Yalnızca bireysel çabalar değil, düzenleme de gerekli” .
Devletlerin Stratejik Hamleleri ve Altyapı Yatırımları
Almanya koalisyon hükümeti, kamu idaresinde açık kaynaklı veri formatları ve yerel bulut altyapılarının kullanımını taahhüt ederek dijital egemenliği ulusal stratejinin merkezine yerleştirdi. Danimarka sınırındaki Schleswig-Holstein eyaleti, kamu idaresinde tüm yazılımların açık kaynaklı olmasını zorunlu kılarak bu taahhüdü somutlaştırdı. Fransa ise Ukrayna’ya Musk’ın Starlink’i yerine Eutelsat uydu internetini finanse ederek jeopolitik bir mesaj verdi .
Uluslarüstü düzeyde ise Dijital Hizmetler Yasası (DSA) ile ABD teknoloji devlerine “yasa dışı içerikle mücadele” zorunluluğu getirildi. Meta’nın bu düzenlemeyi “sansür” olarak nitelendirmesi, transatlantik gerilimi derinleştirirken, AB yetkilileri düzenlemenin nefret söylemi ve çocuk istismarı gibi içeriklerle mücadele için elzem olduğunu vurguladı. Microsoft’un Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) savcısı Karim Han’ın iş e-postasını askıya alması ise Avrupa’da şok etkisi yarattı. Bu olay, Danimarka Dijital Bakanlığı’nın Microsoft Office alternatiflerini test etmesini tetikledi .
Tablo: Avrupa Dijital Egemenlik Hamleleri
Ülke/Bölge | Inisiyatif | Etki Alanı |
---|---|---|
Almanya | Schleswig-Holstein eyaleti açık kaynak zorunluluğu | Kamu İdaresi |
AB | Dijital Hizmetler Yasası (DSA) | Platform Denetimi |
Fransa | Ukrayna için Eutelsat uydu interneti | Uzay Teknolojisi |
Hollanda | Microsoft alternatifleri testi | Kamu Yazılımları |
Avrupa Komisyonu, yapay zekâ veri merkezleri ve bulut altyapısına milyar euroluk yatırımlar açıklayarak ABD bağımlılığını kırmayı hedefliyor. Ancak Microsoft’un “Microsoft Sovereign Cloud” ve “Data Guardian” gibi “dijital egemenlik” paketleri sunması, şirketlerin bu rüzgârı kendi lehlerine çevirme çabasını gösteriyor .
Teknolojik Bağımlılık ve Pratik Engeller
Avrupa’nın dijital egemenlik hedefi, teknolojik altyapının katmanlı bağımlılıklarıyla karşı karşıya. Ecosia gibi alternatif arama motorları bile arka uçta Google ve Bing’in sonuçlarına bel bağlıyor. Aynı şekilde, Ecosia’nın sunucuları kısmen Google ve Microsoft bulut platformlarında çalışıyor. Bu paradoks, dijital bağımsızlık iddialarıyla teknik gerçekler arasındaki uçurumu gözler önüne seriyor .
Elektronik Frontier Foundation’dan Bill Budington, “modern yaşamın teknolojiyle yönetildiği” gerçeğine dikkat çekerek, “ABD teknolojisinden temelden kopmanın muhtemelen mümkün olmadığını” vurguluyor. Push bildirimlerinden içerik dağıtım ağlarına (CDN), internet trafiğinin yönlendirilmesinden bulut bilişime kadar tüm kritik altyapı, büyük ölçüde ABD şirketleri tarafından kontrol ediliyor. Hollandalı bulut sağlayıcı Intermax Group’un CEO’su Ludo Baauw’un belirttiği gibi: “Birkaç yıl önce herkes ‘onlar güvenilir ortaklarımız’ diyordu. Şimdi radikal bir değişim yaşanıyor” .
Tablo: ABD Teknoloji Alternatifleri ve Sınırları
Hizmet Türü | ABD Şirketi | Avrupa Alternatifi | Bağımlılık Durumu |
---|---|---|---|
E-posta | Gmail | ProtonMail | Bağımsız |
Arama Motoru | Ecosia | Google/Bing sonuçları kullanıyor | |
Sosyal Medya | X (Twitter) | Mastodon | Tamamen bağımsız |
Anlık Mesajlaşma | Signal | Kâr amacı gütmeyen ABD merkezli |
Alman yapımı merkeziyetsiz sosyal medya hizmeti Mastodon, Musk’ın Twitter’ı satın alması sonrası kullanıcı patlaması yaşasa da niş bir hizmet olarak kalmaya devam ediyor. ABD merkezli kâr amacı gütmeyen Signal ise WhatsApp’a kıyasla statik kalan kullanıma karşın Avrupa’da %7’lik kullanım artışı yakaladı .
Hukuki Endişeler ve Veri Güvenliği
ABD yasalarının küresel etkisi, Avrupa vatandaşlarının veri güvenliğine yönelik en büyük tehditlerden biri olarak öne çıkıyor. Center for Democracy & Technology’den Greg Nojeim, ABD hükümetinin sınır girişlerinde herkesin cihazlarını arama yetkisine sahip olduğunu ve ABD iletişim servis sağlayıcıları aracılığıyla iletilen veya depolanan Avrupalı verilerine erişim zorlayabildiğini vurguluyor. Bu yetkiler, Cloud Act gibi mevzuatlarla küresel bir boyut kazanıyor .
ProtonMail’in İsviçre merkezli olması, ABD yargı yetkisinin ötesinde katı veri koruması sunuyor. Ancak Gmail gibi hizmetlerin küresel pazar payının %70’i aşması, alternatiflerin ölçek sorununu gösteriyor. Alman yazılım mühendisliği devi SAP’ın CEO’su Christian Klein’ın “dijital egemenliğin hiç bu kadar önemli olmadığı” yönündeki açıklaması, iş dünyasındaki yankıları yansıtıyor .
Microsoft’un UCM savcısı Karim Han’ın e-posta hesabını Trump yönetiminin yaptırımları doğrultusunda askıya alması, Avrupa’da “dijital bağımsızlık” için dönüm noktası oldu. Hollandalı siber güvenlik uzmanı ve Avrupa Parlamentosu üyesi Bart Groothuis, “Bunun gerçek olabileceğini UCM gösterdi” diyerek ABD dışı bulut alternatiflerine yönelimin altını çizdi. UCM yetkililerinin Proton’a geçişi, bu arayışın somut sonucu .
Gelecek Projeksiyonları ve Küresel Etkiler
Avrupa’nın dijital egemenlik mücadelesi, Atlantik ötesi ilişkilerde kalıcı bir kırılmayı işaret ediyor. Atlantic Council analizine göre, Trump yönetiminin yapay zekâ düzenlemelerinden çekilme olasılığı, ABD-AB dijital işbirliğini zayıflatabilir. ABD’nin gevşek düzenleme eğilimi, Avrupa’nın Dijital Piyasalar Yasası gibi mevzuatları daha agresif uygulamasını tetikleyebilir. Microsoft Başkanı Brad Smith’in “ICC olayının zaten yanmakta olan ateşe benzin döktüğü” yönündeki itirafı, güven erozyonunun boyutunu gösteriyor .
Fransız teknoloji yatırımcısı Guillaume Vermorel’in “bu, Avrupa teknoloji liderliğini kurma anımız” çağrısı, kıtada yükselen teknoloji milliyetçiliğinin yansıması. Fransız Mistral AI ve Alman Aleph Alpha gibi girişimler, OpenAI ve Google’a rakip olmak için AB destekli yapay zekâ modelleri geliştiriyor. Ancak Mario Draghi’nin rekabet raporunda vurguladığı gibi, aşırı düzenleme ile yenilikçilik arasındaki denge, Avrupa’nın başarısını belirleyecek .
Türkiye’nin Ukrayna’da arabuluculuk ve güvenlik garantilerindeki artan rolü, dijital egemenlikten jeopolitik bağımsızlığa uzanan daha geniş bir Avrupa arayışının parçası. Polonya Başbakanı Donald Tusk’ın Türkiye’ye “Ukrayna’da barış için üstün sorumluluk” önermesi, NATO’nun ikinci büyük ordusuna sahip Türkiye’nin konumunu güçlendiriyor. Ancak Ankara’nın Rusya ile enerji bağımlılığı ve S-400 füze sistemleri gibi konular, AB-Türkiye güvenlik ortaklığının önündeki engeller olarak varlığını sürdürüyor .
Sonuç: Bir Dönüm Noktasında Avrupa
Avrupa’nın dijital egemenlik arayışı, teknolojik bağımsızlıktan öte jeopolitik bir kimlik inşası projesine dönüşüyor. Bireylerin ProtonMail’e yönelmesinden devletlerin açık kaynaklı yazılım hamlelerine, Ecosia’nın ağaç diken arama motoru vizyonundan Mistral AI’ın küresel yapay zekâ yarışına katılımına kadar geniş bir yelpazede şekillenen bu hareket, ABD-Çin teknopolitik kutuplaşmasında “üçüncü yol” arayışını simgeliyor. Ancak Google’ın 10 milyarı aşan aylık Avrupa ziyaretleri karşısında Ecosia’nın 122 milyonluk trafiği, bu yolculuğun henüz başında olunduğunun kanıtı. Dijital bağımsızlık, altyapı bağımlılıkları aşılmadan tam anlamıyla var olamayacak. Avrupa’nın gerçek sınavı, açık kaynak ekosistemlerini hayata geçirirken, küresel yenilik zincirinden kopmamayı başarmak olacak .
🔍 Kaynaklar
- Europeans seek ‘digital sovereignty’ as US tech firms embrace Trump – Reuters
- Europeans seek ‘digital sovereignty’ as US tech firms embrace Trump – AOL
- Europeans seek ‘digital sovereignty’ as US tech fi – Gate.com
- Can the EU collaborate with Türkiye to enhance its security ambitions? – EST Think Tank
- European leaders seek ‘digital sovereignty’ over tech infrastructure – UPI
- European Leaders Seek ‘Digital Sovereignty’ over Tech Infrastructure – Ground News
- Turkey could be a vital partner as Europe, Ukraine seek new security framework – Reuters
- Why Europe’s fear of Trump is bad news for US tech giants – Times of India
- Looking ahead to the next chapter of US-EU digital collaboration – Atlantic Council